Siyasetçi kendi yalanına inanır mı?

Siyasetçi bir basamak daha yalancıdır

 

Ekonominin iyi gitmediğini hepimiz çok iyi biliyoruz. İktidarın bizi bu çıkmazdan kurtaramayacağını da. Kendileri iyi günlere inanmazsa bizleri nasıl inandıracaklar? Muhalefetin iktidara gelemeyeceğini çok iyi biliyoruz. En azından tek başına diyelim. Peki muhalefet iktidar olacağına kendisi inanmazsa biz nasıl inanalım. Aslında vaatler ile gerçekler o kadar birbiri içine girmiş ki neyin gerçek neyin yanlış olduğunu ayırt edemiyoruz. Hal böyle olunca “yalan siyasetin doğasında var” kuramı bir yerde gerçek oluyor.

 

Gezi Olayları 28 Mayıs 2013 tarihinde patlak verdi. O tarihten beri hala bir tartışmadır devam ediyor. Muhalefet, Gezi’yi kahramanlık hikayesi olarak aktarırken iktidar kanadı ise işi “vatan hainliğine” kadar götürdü. Bu kadar uzun süreye rağmen hala Türkiye toplumu bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin son grup toplantısında “Bezmialem Camii içinde bu teröristler bira şişeleriyle caminin içini pislemişti, bunlar böyle, bunlar çürük, sürtük!" dedi. Camii içinde bira içtiler söylemi uzun yıllardır kendisi tarafından dile getiriliyor. Bezmiâlem Valide Sultan Camisi'nin eski müezzini Fuat Yıldırım'ın, “Ben din adamıyım, yalan söyleyemem, içki içildiğini görmedim” ifadesine rağmen Erdoğan bu iddiayı tekrarladı. Cuma günü görüntüleri paylaşacağım demesinin üzerinden 469 Cuma geçti ama hala görüntüler yok tabi ki. Erdoğan bu iddiaları o kadar üst üste tekrarladı ki bu olayların gerçek olduğuna kendisi de inanmış durumda.

 

Mitomani nedir?

 

Patolojik yalan, yalan söyleme alışkanlığıdır. Psikiyatride mitomani olarak tanımlanan hastalığa sahip kişilere mitoman denir. Mitomani yunanca muthos (efsane) ve latince mania (delilik) kelimelerinin birleştirilmesinden meydana gelir. Psikiyatride pseudologia fantastica olarak da adlandırılmaktadır. Mitomani hastaları yeteri kadar araştırılmamış ve anlaşılmamıştır.

 

Mitomanya hastaları yalan söylediklerinin farkında değildirler. Düşünce tarzlarına ''büyüsel düşünce'' denir. Hayal gücüyle ürettikleri düşüncelerin gerçekliğine inanırlar. Çocuklarda normal karşılanan bu durum yetişkinler için patolojiktir. Çoğu zaman kendi yalanlarına inanırlar.

 

Sürtük kimdir?

 

TDK sürtük kelimesini sıfat olarak, “durmadan konu komşu, sokak gezen, evinde pek durmayan, sürtüp duran (kadın)” İsim olarak da “bayağı kadın, orospu” olarak tanımlıyor.

 

Toplumun yarısından destek gören Gezi olaylarına karışanlar için Erdoğan, “bunlar çürük, bunlar sürtük” ifadesini kullandı. Bilinçli bir şekilde kullandıysa ülkenin yarısını vebalı olarak görüyor. Ağzından kaçırdıysa öfkesini kontrol edemiyor. Her iki durumda da muhalif insanları zor günler bekliyor. Ülkenin birinci önceliğe sahip ekonomi problemlerinin düzelmeyeceğini ön görürsek iktidar bu tür söylemlerle seçime hazırlık yapacak. Bu da olası baskıyı bir kat daha artıracak.

 

Toplumda orta ayar yok

 

Atatürk’ten nefret edenler/Atatürk’ü ilahlaştıranlar

Vahdettin haindi diyenler/Vahdettin vatanseverdir diyenler

Suriyelileri kovalım diyenler/Suriyeliler burada kalacak diyenler

Din zehirdir diyenler/Dinsizler zehirdir diyenler

 

Hem Osmanlı’nın hem de Cumhuriyetin bu milletin ortak noktası olduğu, din olayının ahlaki bir mesele olduğunu, Suriyelilere anlayış gösterip Türk toplumuna nasıl entegre edebileceğimizi düşünmemiz veya Suriye’de yaşamaları için nasıl ortam hazırlanması gerektiği gibi konulara odaklanmamız gerekiyor. Aksi halde Esenyurt’ta çocuk taciz eden Suriyeliyi ve Gaziantep’te acımasızca tekme yiyen gariban Suriyeli teyzeyi hep aynı kefede tutmak zorunda kalacağız.